ÖZET
Amaç:
Bu çalışmada amacımız, serum ürik asit düzeyleri ile aterosklerotik intrakranial/ekstrakranial arteriyel skleroz ve atriyal fibrilasyon (AF) arasındaki ilişkiyi belirlemek ve yüksek serum ürik asit (SUA) düzeyinin bağımsız bir risk faktörü olup olmadığını saptamaktır.
Yöntem:
Çalışmaya, Aralık 2016 ve Kasım 2017 tarihleri arasında hastanemize akut inmenin ilk 24 saati içerisinde gelen 174 hasta dahil edildi. İnme sınıflandırması için Bamford sınıflandırması kullanıldı. Vaskuler stenozun derecesi, Kuzey Amerika Semptomatik Karotis Endarterektomi Çalışma kriterleri (NASCET) kullanılarak, lümen kontur düzensizliği, hafif, orta ve ağır olarak sınıflandırıldı.
Bulgular:
Çalışmaya alınan 174 hastanın yaş ortalaması 69 ± 12.7 idi. Serum ürik asit düzeyi 66 hastada yüksek bulundu. Bu hastalarda ortalama serum ürik asit seviyesi 7.33 ± 1.02 mg / dL idi. AF 36 hastada belirlendi ve bu hastaların 14'ünde yüksek SUA düzeyleri vardı. Yüksek SUA düzeylerinin daha çok sırasıyla laküner infarkt (LACI) ve parsiyel anterior sirkülasyon infarktı (PACI) ile ilişkili olduğu bulundu. Yüksek SUA düzeyleri anterior dolaşımda, özellikle karotis arterin ekstrakranyal kısmında daha sık görüldü, ancak bu istatistiksel olarak anlamlı değildi (p> 0.05). Kadınlarda posterior dolaşımın ekstrakraniyal kısmında orta ve ciddi derecede darlık ile yüksek SUA düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulundu (p = 0.01). Anterior dolaşımın ekstrakranial kısmında kontur düzensizliği ve orta derecede darlık ile atrial fibrilasyon arasında anlamlı bir ilişki saptandı (p = 0.05).
Sonuç:
Çalışmamızda yüksek SUA düzeylerinin sırasıyla LACI ve PACI ile ilişkili olduğu saptanmış olup, daha büyük gruplarla yapılacak ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.