ÖZ
Amaç
Tiroid nodülleri genel popülasyonda %3-7 sıklıkla görülmekte olup; bunun %4-8’i palpasyon ile, %10-41’i ise tiroid ultrasonografi (USG) ile saptanmaktadır. Bu çalışmada tiroid önemi belirsiz atipi (AUS)/önemi belirsiz foliküler lezyon tanısı almış hastalarda demografik ve klinik özellikler, sonografik bulgular ve laboratuvar tetkikleri ile erken cerrahi kararı veya takip kararı vermeyi hedefledik.
Yöntemler
Çalışmaya; Ağustos 2016-2022 tarihleri arasında ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) sonucu AUS tanısı almış ve opere edilmiş 18 yaş üstü hastalar dahil edildi. On sekiz yaş altı hastalar, hastane otomasyon sisteminde verileri eksik olan hastalar ve İİAB tekrarı yapılmış hastalar çalışma dışı bırakıldı.
Bulgular
Malign ve benign olguların sonografik özellikleri karşılaştırıldı. Malign olgularda dominant nodül çapı daha küçük olduğu ve bunun malignite açısından anlamlı olduğu görüldü. Multisentrisite, kenar düzensizliği, USG’de servikal lenf nodu varlığı ve Amerikan Tiroid Derneği yüksek riskli olguların malignite açısından anlamlı olduğu görüldü. Nodüllerin sonografik görüntülerinde “Taller than wide (TTW)” görünümü malign olgularda daha sık izlendi.
Sonuç
Yaş, cinsiyet, dominant nodül çapı, multisentrisite, TTW şekil özelliği, kalsifikasyon varlığı sonografik servikal lenf nodu varlığı, nihai patolojide parankimde lenfositik tiroidit olması, kenar düzensizliği eklenerek regresyon analizi yapıldığında TTW şekil özelliği, servikal lenf nodu varlığı, lenfositik tiroidit parankim bulunması parametreleri malignite lehine anlamlı idi.