ÖZET
Amaç:
Anormal pap smear veya pozitif HPV testi nedeniyle kolposkopik incelemeyle alınan biyopsilerin sonuçlarını değerlendirdik ve servikal intraepitelyal lezyonlara yaklaşımımızı literatür ışığında tekrar gözden geçirdik.
Yöntem:
Amasya Üniversitesi jinekoloji polikliniğinde Ocak 2017'den Haziran 2018'e kadar pozitif HPV testi veya anormal pap smear sonuçları ile kolposkopi yapılan 115 kadının yer aldığı retrospektif bir çalışmadır. Demografik veriler, kolposkopi endikasyonları, HPV genotipleri, sitoloji ve biyopsi sonuçları değerlendirildi. Tüm veriler istatistiksel analiz için SPSS (Sürüm 22.0, SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) ile hesaplandı. Kategorik değişkenler arasındaki ilişkiler Fisher'in Ki-kare testi (Fisher's Exact testi) ile değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık p <0.05 olarak kabul edildi.
Bulgular:
Kolposkopi yapılan popülasyonun ortanca yaşı 45 (30-65 yaş) idi. Yüksek riskli HPV genotipleri 16, 18, 16/18 ve 16/18-dışı- olanların oranları sırasıyla %28,7, %15,6, %10,4 ve %48,7 bulundu. Pap-smear sitolojisinin oranları; ASC-US, LG-SIL ve HG-SIL sırasıyla %30,4, %9,6 ve %6,1 olarak bulundu. Kolposkopik biyopsi sonuçları LG-SIL ve HG-SIL oranları %20 ve %9.6 olarak bulundu. HPV genotip grupları ile pap-smear sonuçları arasında ilişki yoktu (p> 0,05). HG-SIL histopatolojisi sıklıkla HPV-16 genotiplerinde tespit edildi. Punch biyopsilerin sayısının artması ile yüksek dereceli lezyonlar da büyük ölçüde tanımlandı (p = 0.01).
Sonuç:
Gereksiz kolposkopik inceleme ve kolposkopiye bağlı biyopsilerin sayısı serviks kanseri tanısını kaçırmak korkusundan uzaklaşılarak azaltılabilir.