ÖZET
Sonuç:
Skrotal ısı yükselmesinin duktus epididimiste olumsuz etkisini gösterdiği ve SOD’ un süreye koşut artan HSP70 senteziyle apoptozisi baskılayabileceği sonucuna varıldı
Bulgular:
Çalışmamızda morfolojik olarak bozuk spermiyum içeren lümenlerde Kaspaz 3 immunreaktivitesi belirlendi. Bu bulgu hipertermi etkisiyle testiste üretilen anormal spermiyumların, epididimise ulaşabildiklerini gösterdi. Bazı bölgelerde yuvarlak spermatit başlarının epitele yöneldiği ve sterosilyalar arasında sokulduğu saptandı. Bu yönelmenin Sertoli hücrelerince ortadan kaldırılamamış artık cisimleri ve bozulan spermiyumları fagosite eden esas hücrelerce düzenlenen bir mekanizma sonucu gerçekleştiği düşünüldü. Tüm Kaspazlar için SOD uygulamasının tutulumu azalttığı gözlendi
Yöntemler:
Çalışmada Wistar-Albino cinsi erkek sıçanlar, her grupta 6 denek olacak şekilde 7 gruba ayrıldı. Hipertermi deneklerin 42°C’de sıcak su banyosuna 20 dakika bırakılmasıyla gerçekleştirildi. Kontrol grubu olarak belirlenen 1. grup, 22°C’de 20 dakika bekletilerek 24 saat sonra duktus epididimis dokuları alındı. 2, 4, 6. gruplara hipertermiden bir saat önce NaCl+Katalaz uygulandı, 2. grup hipertermiden 6 saat, 4. grup 24 saat ve 6. grup 72 saat sonra dokuları alındı. 3, 5, 7. gruplara hipertermiden bir saat önce NaCl+Katalaz+SOD uygulaması yapıldı. 3. grup hipertermiden 6 saat, 5. grubun 24 saat, 7. grubun 72 saat sonra dokuları alındı. Alınan dokulara, hiperterminin neden olduğu apoptozisi belirlemek için Kaspaz 9, Kaspaz 8 ile Kaspaz 3 protein yapılarına etkisinin belirlenebilmesi amacıyla HSP 70 primer antikorlarıyla indirekt immünohistokimyasal yöntem uygulanmıştır
Amaç:
Hipertermi; vücut ısısının 41°C’ye ya da daha çok yükselmesi durumudur. Sıcak stresi duktus epididimis üzerinde çeşitli anomalilere neden olur. Super oksit dismutaz (SOD) ise oksidatif stresi engelleyebilen ve apopitotik süreci geri döndürebileceği düşünülen antioksidan bir maddedir. Bu nedenle çalışmamızda; hipertermi ile oluşturulan ısı stresinin ve stres öncesinde kullanılan SODun, duktus epididimis üzerindeki etkilerinin immünohistokimyasal olarak belirlenmesi amaçlanmıştır