ÖZ
Amaç: Erken teşhis, potansiyel olarak ölüm oranlarını azaltabilir; ancak semptomların başlamasından sonra tedavi arayışında gecikmeler gözlemlenmiştir. Bu gecikmeler önemli riskler teşkil eder, çünkü geç başvuru hasta ölümlerini artırmaktadır. Bu çalışma, geç başvuran meme kanseri hastalarının sosyodemografik profilini tanımlamayı ve planlanmış davranış teorisi’nin (PDT) bu gecikmeli başvurular üzerindeki etkisini araştırmayı amaçlamaktadır.
Yöntemler: Kesitsel bu çalışma Ocak 2022 ile Aralık 2022 arasında yürütülmüştür ve basit rastgele örnekleme yöntemiyle 111 uygun katılımcı seçilmiştir. Araştırmacılar yazılı onam almış ve gizlilik güvencesi sağlamıştır. Etik onay, Malezya Sağlık Bakanlığı’na (MOH) bağlı Tıbbi Araştırma ve Etik Komitesi (MREC) tarafından verilmiştir. Anket, sosyodemografik veriler, klinik bilgiler ve PDT yapılarını içermektedir. Veri analizi için SPSS AMOS sürüm 22 kullanılarak Yapısal Eşitlik Modellemesi uygulanmıştır. Demografik değişkenler ve TPB yapıları modele entegre edilmiştir.
Bulgular: Katılımcıların çoğu 40-49 ve 50-59 yaş gruplarındaydı (sırasıyla %36.9 ve %35.1), büyük kısmı evliydi (%78.4) ve lise eğitimi almıştı (%46.8). Katılımcıların çoğu B40 ekonomik grubuna aitti (%78.4) ve hastaneye 25 km mesafede ikamet etmekteydi (%41.4). Tanı konulduğunda genellikle Evre II kanser mevcuttu (%43.2) ve semptomların görülmesinden 3-6 ay sonra başvuru yapılmıştı (%81.1). Yapısal model makul bir uyum gösterdi. Tutum, niyeti anlamlı şekilde etkiledi (β1=0.844, p<0.001); ardından algılanan davranış kontrolü geldi (β2=0.178, p=0.004). Öznel normun niyet üzerinde anlamlı bir etkisi yoktu (β2=0.088, p=0.199), bu da hastaların tıbbi danışmanlık arama niyeti üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu göstermektedir.
Sonuç: Partner, aile üyeleri, arkadaşlar, hekimler ve medyanın katılımını vurgulayan, öznel normun etkinliğini artıran müdahalelerin önerilmesi gerekmektedir.