ÖZ
Amaç
ST-yükselmeli miyokard enfarktüsü (STEMI), reperfüzyon stratejilerindeki ilerlemelere rağmen önemli bir zorluk teşkil etmektedir. Başarılı revaskülarizasyon sonrasında yetersiz mikrovasküler kan akımının geri kazanılması ile karakterize edilen “no-reflow” fenomeni, henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Enflamasyon, özellikle interlökin-34 (IL-34), kardiyovasküler hastalıklarda rol oynamaktadır ve bu, no-reflow’daki rolünün araştırılmasını teşvik etmektedir.
Yöntemler
Bu gözlemsel çalışmaya STEMI olan 182 hasta (32 no-reflow, 150 no-reflow olmayan) ve 100 kontrol grubu dahil edilmiştir. Klinik ve anjiyografik veriler analiz edilmiş ve IL-34 seviyeleri ölçülmüştür. Lojistik regresyon ve alıcı işletim karakteristiği (ROC) analizi, no-reflow için IL-34’ün prediktif değerini değerlendirmiştir.
Bulgular
No-reflow olan hastalar, kontrol grubuna ve no-reflow olmayanlara kıyasla yükselmiş IL-34 seviyeleri göstermiştir. Lojistik regresyon analizi, IL-34’ü no-reflow’nun bağımsız bir öngörücüsü olarak tanımlamıştır (olasılık oranı: 1.020, p<0,001). ROC analizi, IL-34’ün anlamlı prediktif değerini ortaya koymuştur (eğri altındaki alan: 0,972, p<0,001).
Sonuç
IL-34, STEMI’de no-reflow’nun güçlü bir öngörücüsü olarak ortaya çıkmakta olup, makrofaj aktivasyonu ve enflamatuvar yanıt üzerindeki rolünü yansıtıyor olabilir. Bu bulgular, STEMI’de no-reflow’yu anlama ve azaltmada yeni bir yol önererek, hedefe yönelik tedavilere kapı aralamaktadır. Yüksek riskli hastaların erken tanımlanması, özelleştirilmiş müdahaleleri bilgilendirebilir ve sonuçta STEMI sonuçlarını iyileştirebilir. Daha geniş kohortlarda IL-34’ün mekanik katılımını açıklamak ve prediktif değerini doğrulamak için daha fazla araştırma gerekmektedir.