ÖZET
Amaç:
Merkezimizde yedi yıllık dönemde izlenen 28 akromegali hastasınıretrospektif olarak inceledik ve vakaların klinik, laboratuar bulgularını ve tedavi sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık
Gereç ve Yöntemler:
Akromegali tanısı, klinik yakınma ve bulgular ile birlikte, bazal büyüme hormonu, IGF-1 ve OGTT’de glukoz-büyüme hor-monu cevabı ile konulmuştu. Kür kriteri olarak, postoperatif üçüncü ayda serum büyüme hormonu seviyesinin, bazal veya OGTT’de 1 ng/mL’nin altına inmesi kullanıldı
Bulgular:
Yirmi sekiz hastanın 18’i primer vaka, 10’u farklı dış merkezler-de opere edilen nüks-rezidü vakaydı. %32’sinde mikroadenom, %68’inde makroadenom vardı. Hastaların başlıca şikayeti el-ayak büyümesi (%64.2) idi. İlk operasyonla total kür oranı %18.2 olarak saptandı. Mikroadenomda kür oranı %20, makroadenomda ise %16.7 idi. İkinci operasyon ile %66.7 kür sağlandığı görüldü. Reoperasyon sonrası kalıcı hipopituitarizm oranı%50 idi. Gamma-knife + somatostatin analoğu alan hastalardan bir tane-sinin (%20) tedavinin ikinci yılında bazal ve OGTT sırasında büyüme hor-monu düzeyi 1 ng/mL’nin altında iken; iki yıllık yalnız oktreotid tedavisi ile altı hastanın (%60) bazal ve OGTT sırasında büyüme hormonu düzeyleri 1 ng/mL’nin altındaydı
Sonuç:
Cerrahi tedavinin başarısında cerrahın tecrübesi kadar, vakaların özellikleri ve kür kriteri olarak alınan büyüme hormonu değeri de belirleyi-ci olmaktadır. Cerrahi sonrası kür elde edilemeyen akromegali hastalarında, adjuvan somatostatin analoğu tedavisinin reoperasyon kadar başarılı olduğu ve ciddi yan etkileri olmaması nedeniyle tercih sebebi olabileceğini düşünmekteyiz.