ÖZET
Amaç:
Proksimal femur kırıklarının iki sefaloservikal vidalı femoral çivi ile fiksasyonu sonrası implant pozisyonu ile ilgili implant sıyrılma gelişimini öngördürücü faktörleri belirlemek ve pozisyona bağlı başarısızlık riskini hesaplamak
Yöntem:
Hastane kayıtlarında klinik ve radyografik verilerin retrospektif analizi yapıldı ve implant sıyrılması olan 20 vaka çalışma grubuna alındı. İkinci yılı başarısızlık olmadan tamamlayan benzer bir epidemiyolojik gruptan 31 vaka kontrol grubu olarak dahil edildi. Tip-apeks mesafesi (TADAP-TADL), kalkar tip-apeks mesafesi (CalTAD) radyografiler kullanılarak ölçüldü. Parker oranı ön-arka (ParkerAP) ve yan (ParkerLat) grafiler için hesaplandı. İmplant sıyrılması için öngördürücülerin kesme noktasını belirlemek amacıyla, istatistiksel olarak anlamlı her değişken için ileri analiz yapıldı.
Bulgular:
Hesaplanan TADAP-L (p: <0.001), CalTAD (p: 0.001) ve ParkerLat oranının (p: 0.001) implant sıyrılmasını tahmin etmede prognostik önemi olduğu bulundu. ParkerLat'ın implant sıyrılmasını tahmin etmek için en önemli olduğu bulundu (p: 0.001). İmplant sıyrılma gelişme riski TADAP'ta 7,3 kat, TADLat'ta 5,7 ve CalTAD'de 8,6 arttı ve en büyük risk ParkerLat'ta hesaplandı ve bu artış 11,5 kat oldu (Kesme noktası: ≥0,58, p: < 0,001)
Sonuç:
Mevcut çalışma, implant sıyrılması ile yetersiz TAD ve ParkerLat arasındaki önemli ilişkiyi doğruladı. Bu fenomenin gelişimini önlemek için belirlenen öngördürücülerin önemi, bu çalışmada iki sefaloservikal vidalı proksimal femur çivisi için gösterilmiştir. Hem anterior-posterior hem de lateral görünümlerde osteosentez sağlarken yerleştirilen proksimal vidanın merkezi konumlandırılmasının, implant sıyrılmasının gelişimini önlemede önemli olduğu gösterilmiştir.